Genç jenerasyonun Hariç görünüme çok Ehemmiyet vermesi ve fizikî görünümlerinin kusursuza yakın olması isteğinin günümüzün Kıymetli sıhhat meselelerini da beraberinde getiriyor. Toplumsal medyanın ve teknolojinin hayatın her alanına girmesiyle Birlikte özelikle Z jenerasyonunda fizikî görünüme değerin arttığına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Betül Çubuk, nihayet periyotlarda yeme bozukluğu sorunu yaşayan şahıs sayısında artış meydana geldiğini belirtti.
Kusursuz vücut algısıyla bireylerin kendilerini aç bırakması (anoreksiya nevroza), Yemek yediğinde suçluluk hissetme psikolojisiyle kendisini kusmaya zorlaması (blumia) yahut tıkanırcasına Yemek yeme üzere Çeşitli yeme bozuklukları görüldüğünü kaydeden Betül Çubuk, bu sıhhat sorununu yaşayan bireylerde obsesif davranışlar ve psikotik (gerçeklikten kopma) eğilimler gözlendiğini söyledi.
“Gençler vücutlarından hoşlanmıyor”
Son vakitlerde yeme bozukluğunun korona ile Birlikte arttığını kaydeden Uzman Klinik Psikolog Betül Çubuk, bu sıhhat sorununun bayanlarda daha ağır olarak görüldüğünü fakat günümüzde erkeklerin de vücut imgesinde bir değişimin meydana geldiğini Anlatım etti. Bilhassa ergenlere toplumsal medya nedeniyle İdeal hoş görünmenin dayatıldığını aktaran Çubuk, “Erkekler daha kaslı ve dikkat cazip gözükmek istiyor. Kızlar da sıfır vücuda yakın olduklarında kendilerini daha uygun hissediyorlar. Toplumsal medyada herkesin hayatını görüyorlar ve onlar üzere olmak istiyorlar. Herkes zayıf. Diyet, spor ve yoga yapıyor. Onlar üzere bir hayat istiyorlar ve o yüzden de yeme bozukluğu artıyor.” dedi.
Özellikle Z jenerasyonunun Türlü fotoğraf uygulamaları ve filtrelerle fotoğraflarının üzerlerinde oynamalar yapmasının onları ruhsal olarak gerçek görünümlerinden uzaklaştırdığına ve vücutlarından hoşlanmamaya başladıklarına dikkat çeken Çubuk, “Bu durum anoreksiya nevroza ya da blumiaya neden oluyor. Şayet şahıs kilo almışsa kendisini diğer insanlardan daha yetersiz hissederek, özgüven sorunu yaşıyor. Gerçekten gençler internet dünyasına kendilerini o kadar kaptırmışlar ki toplumsal olarak kendilerini gerçekte Mevcut edemiyorlar.” diye konuştu.
Yanlış beslenme böbreklere ziyan veriyor
Yeme bozukluğunun bireydeki ruhsal olarak tesirlerine değinen Çubuk, ”Bu bireylerde Tasa başlıyor. Oburlarının yanında Yemek yiyemiyorlar. Birçok vakit, depresyon içerisindeler zira Daimi bir yeme atağı halindeler. Bu da onları utandırıyor ve obsesif davranışları artıyor. Daimi kalori hesabı yapıyorlar. Birtakım noktalarda psikotik eğilimler de oluyor yani nitekim kopmalar da başlıyor. Bayanlarda gece yeme alışkanlıkları epeyce sık gözleniyor. Zira gün içerisinde Fazla az kalori alıyorlar. Aslında Fazla şekerli, karbonhidratlı besinler tükettikleri için gece ani acıkıyorlar. Gece kimse onları görmediği için kalkıp Yemek yiyorlar. Kimsenin görmemesi onlar için daha az utanç verici. Yiyip Geri yatıyorlar.” şeklinde konuştu.
Yeme bozukluklarının çeşitleriyle ile ilgili bilgi veren Çubuk, “Anoreksiya nevroza olan şahıslar kendini aç bırakıyor. çok düşük kalorilerle beslenip çok spor yapıyorlar. Blumia ise yiyip kendini kusturma ya da laksatif kullanımı, idrar söktürücü kullanımı üzere aşırılıklar var. Bir de tıkanırcasına yeme bozukluğu var. Bu yeme bozukluğunda şahıs kendini durduramayana kadar ve yalnız Yemek yiyor. Bunların dışında nihayet vakitlerde ‘geviş getirme’ diye bir yeme bozukluğu çıktı. şahıs yemeği ağzına alıyor, çeviriyor ancak yemeden çıkartıyor. Bu da Fazla Nadir görülüyormuş üzere ancak genelde bunu da meskende yapıyorlar.” dedi.
Yeme bozuklu olan bireylerin Önemli sıhhat problemleriyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Çubuk, “Özellikle anoreksiya nevroza Fazla tehlikeli. Hastaların yatarak tedavi olmaları gerekiyor. Serumlarla tedavi oluyorlar. Blumiada da laksatifiyi maalesef eczanelerden bulabildikleri için bir yerden sonra ağır kansızlık, tansiyon düşmesi, şeker hastalığı üzere hastalıklar oluşabiliyor. çok fazla böbrek yetmezliği görüyoruz. Ruhsal hastalıklar da bunlara eşlik ediyor.” tabirlerinde bulundu.
Yorum Yok